SOSYAL TESİSLERİMİZ

Burada köyümüzde bulunan resmi ve köylülerimizin kendi imkanlarıyla yaptırdığı belli başlı yapıları tanıtacağız. Köyümüz maddi varlığının önemli bir parçası olan bu yapıların ortak kullanım alanları olması dolayısıyla da insanımızın hatıralarındaayrı bir yeri vardır.

 

1. Cami , mescit, imamevi ve şadırvan

2. Mektebimiz, Okulumuz

3. Sağlık Evimiz, Sağlık ocağımız

4. Köy odalarımız

5.Köy Konağımız

6. Yunak

7. Pınarlarımız (Bunarlarımız)

8. Eşmelerimiz

9. Su depolarımız

 

DİNİ YAPILARIMIZ

 

CAMİMİZ

 

 

ESKİ CAMİMİZ VE YAPIM TARİHİ         

 

      Yukarı köyün ortasında bulunan bulanan bugünkü camiinin yerinde bulunan ve 1983'te yıkılan eski camimiz, Osdi Dedenin anlatımına göre  kendisi çocukken caminin inşaatında uyuyakaldığını bundan dolayı camiinin yapımını hatırladığını bir hatıra olarak çevresindekilere, çocuklarına anlatmış ve oradan da Osdi dedenin oğlu Etem Çiğdem de bu hatırayla bağlantılı olarak 1983'te yani yıkılıp bugünkü camiinin yapıldığı tarihte eski camiinin tamı tamına 150 yıllık olduğunu, yüz ellinci yılında yıkıldığını o zaman da sık sık dile getirmiştir. Bu anlatıma göre eski camiinin yapım tarihi 1833 yılı olmaktadır. O yıllarda çevre köylerin de camilerini yapan Ayvalı Mehmet Ustaya yaptırılan eski camii girişi bugünkü köy odasına bakan girişinde iki tarafında toprak sedirler olan etrafı açık bir son cemaat yeri olan, içerisi de günümüz camiimizin iç planıyla aynı olan kubbesiz, minaresiz bir yapıydı. Girişteki sedirlerden doğudakinin üzerinde her zaman bir tabut vardı, batıdaki sedire de yağmurda yağışta gelen çerçiler daha sonra seyyar bakkallar öteberisini koyarlardı. Kenarları ise ayakkabılık olarak kullanılırdı. Asma katı teravihlerde ve mevlitlerde kadınlara ayrılırdı.

 

Yeni camimizin içten görünüşü 

     

Dipten: Ahmet Köle, Pevrül Çiğdem, İsmail Çiğdem,  Ahmet Faik Emekli, Mehmet Çiğdem, Ömer Emekli, İsmail Çiğdem       (Ağustos 2015)

 

YENİ CAMİMİZ VE YAPIM TARİHİ

     CAMİMİZ VE ŞADIRVANI İLE KÖYÜMÜZÜN İLK MAHZENİ

 

Bugünkü camimiz, 1983 yılında eski cami yıkılarak yerine özellikle Ankara'daki köylülerimizin katkılarıyla köyün kendi imkanlarıyla yapılmıştır. Bir asma katı olan, kubbesiz yeni camimizin bir de minaresi bulunmaktadır. Minare her yerden görülebilmektedir. 1983'te tam yüz elli yıllını dolduran eski camimizin sadece çatısının onarılması gerekirken bütünüyle yıkılarak yerine yeni camii yapılmıştır. Bilinçsizce yapılan bu yıkım aynı zaman tarihi bir yapımızın da yok olmasına sebep olmuştur. Maddi ve manevi değeri olan eski camimizin yerine yapılan cami büyük şehirlerin kenar semtlerinde bolca bulunan sıradan bir cami özellikleri taşımaktadır. Küçük kovuklarına çıkan dişlerimizi sakladığımız, yaşlılarımızın namaz öncesi önündeki özlere oturarak sohbet ettikleri, önce çerçicilerin daha sonra bakkal adını alan seyyar satıcıların önünde satış yaptıkları, güvercinlerin, serçelerin saçak altlarına yaptıkları yuvalarıyla ve onların huu huularıyla, cıvıldaşmalarıyla, aksakallı dedelerimizin en ön safta namaza duruşlarıyla, bayramda o tahta giriş kapısında büyüklerden başlayıp köyün en küçük çocuğuna kadar uzayıp giden bayramlaşma sırasıyla, büyük bir huşu içinde yapılan mevlitleri ve mevlitlerde okunan içten, sıcak, bizden olan, yerel ilahileriyle, içilen bal gibi şerbetleriyle bütünleşen eski camimiz sanki daha bir uhrevi gibiydi. Beklide dedelerimizin, babalarımızın hatıraları veya çocukluk anılarımız bize bunları düşündürüyor. Ama sanki bambaşka bir ruh taşıyordu eski camimiz. Giden gitti hatıraları kaldı bize her güzellik gibi.

       Camiin giderleri çok eskiden beri camiye akar olarak vakfedildiği anlaşılan Cami Tarlası olarak bilinen tarlanın ortakçılığa verilmesinden elde edilen gelirinden sağlanmakla birlikte bu tarlanın geliri bütün ihtiyaçları karşılayamadığından köyden toplanan salma denen bir çeşit vergi yoluyla karşılanmaktadır. Yakacak ihtiyacı ise müştereken getirilen odunlarla giderilirdi.

     Seksenli yıllardan resmi olarak atanan imamlardan önceki imamların hakkı hasat sonrası toplanan her hane başına düşen belli bir miktar buğdayla ve benzeri ürünlerle ödenirdi. Daha önceleri köyden karşılanan imam ihtiyacı göç ve ekonomik sebepler yüzünden karşılanamaz duruma düşünce resmi yoldan imam ihtiyacı karşılanma yoluna gidilmiştir.

 

MESCİTİMİZ

 

       Bin dokuzyüz yetmişlerin hemen başında Yucağardındaki İrbehemin Gavaklarının dibindeki oluğun suyunun  Yukarı Harmanların ana yoldan köye girişi sağlayan iki yol arasına hemen ana yolun kenarına bir oluk yaprırılarak getrilmesinden sonra yanında bulunan yağmur yağışta insanların altına sığınabileceği tek odadan küçük bir yapı yapı yapılır. Bu genişçe tek odadan ibaret önü açık yapı daha sonra bin dokuz yüz doksanlarda önü kapatılıp kapı takılarak anayol kenarlarındaki benzincilerde ve dinlenme tesislerinde her daim görülen küçük mescitler örnek alınarak hem o civarda işi olan köylülerimizin hem de Çakıllar, Davutlar, Derelli içi köylerinin, Ovacık gibi komşu köylerin ve daha ötesinde Çorum Bayat köylerinden bu yolu kullanan yolcuların durup yandaki oluktan abdestlerini alıp vakit namazlarını kılabilecekleri yol üstü bir mescit haline dönüştürülmüştür. Hemen girişte beş on kişinin oturup dinlenebilceği bir sedir ve sol tarafında da namaz kılınan bir alan vardır. 

    

İMAM EVİ

2000’li yıllarda dışarıdan devletin atadığı imamların en büyük sorunu olan konut sorununu çözmek için cami müştemilatı olarak Harağu’nun evinin yerine yine köylülerin kendi imkanlarıyla odaları, salonu, mutfağı, banyosu ve tuvaleti olani odunluk ve kömürlüğü olan tek katlı bir imam evi yaptırıldı.

ŞADIRVAN

 

 

 

İkibinli yıların ortasında caminin batı tarafında, giriş tarafında Fayığın evinin hemen yanında eski kullanışız olan abdestlik yıkılarak yerine alt katında tuvaletlerin ve lavaboların olduğu, üst katında da etrafı camla kapalı kapısı olan abdest alınan güzel bir şadırvan yine köylümüzün kendi imkanlarıyla yapılmıştır.

EĞİTİM YAPILARIMIZ

 

MEKTEBİMİZ

 

       Osmanlı döneminde büyük ihtimalle eski camiinin yapımıyla birlikte camiinin doğusunda İdirisgilin evinin kuzeyine düşen, şimdi boş olan yerde tek katlı bir veya iki gözlü bir mektep mevcutmuş. Bu mektepte, belki de sıbyan mektebinde köyün çocuklarına köy imamı tarafından temel dini bilgilerin verilirmiş. Cumhuriyet döneminde belki de laiklik ilkesinin katı bir şekilde uygulandığı yıllarda mektep işlevsiz kalmış ve daha sonra da kerpiç binası yıkılmış, ortadan kalkmıştır. Günümüzde sadece anılarda kalan bu mektep yerinde bir iz bile kalmamıştır.

 

OKULUMUZ

 

     

İLKOKULUMUZ VE ÖĞRETMEN EVİ ONARIMDAN ÖNCEKİ HALİ  (AĞUSTOS 2015)

 

 Köyümüzde ilk devlet yatırımlarından biri köyümüzün ilkokuludur. Camiinin yanındaki mektebin kapanıp harap olmasından çok çok sonraları eğitim kurumu olarak köyümüzün girişinde 1961 yılında yapılan ve eğitim öğretime açılan ve ilk açıldığında komşu köy olan Çakıllar’dan da öğrencilerin geldiği okulumuz, günümüzde sonradan yapılan sağlık ocağının arkasında kalmaktadır. Biri esas sınıf olarak kullanılan büyükçe bir salon ve girişin sağında solunda yer alan ders araç gereçlerinin konduğuiki küçük odadan oluşan beşik örtülü çatılı, tek katlı bir bina ve hemen yanında tek katlı küçükçe bir öğretmen eviyle okulun kuzey tarafına düşen kız erkek ayrı kapılardan girilen bir tuvaletten oluşan okul kompleksimiz genişçe bir alana kuruludur. 1990’lı yılların sonunda köyümüzdeki yoğun göç nedeniyle azalan öğrenci sayısı ve devletin taşımalı eğitime geçmeye kara vermesi sonucunda köyümüzün okulu kapatılmıştır. Köydeki öğrenciler de taşımalı eğitime geçirilmiş ve Müsellim Köyü İlköğretim Okuluna aktarılmışlardır. Köyde çocuk kalmadığı için daha sonra taşımalı eğitim de kalkmıştır. Okulumuzun bahçesinin bugünkü yemyeşil görünüşünü, özellikle de lojmanın çaya bakan tarafındaki küçük bahçesinin sel taşkınlarına karşı ağaçlandırılmasını, uzun sayılabilecek bir dönem köyümüzde öğretmenlik yapmış olan Ahmet öğretmenin ve o zamanlar okulda okuyan ağabeylerimizin, ablalarımızın emeklerini unutamayız.Okulumuz hem eğitim öğretimimize hem de kadınlarımızın eskiden dar evlerde yaptıkları düğün, kına geceleri törenlerine ferah bir mekan olmuştur. Önemli resmi toplantılara, seçimlere de mekan olarak kullanılmış olan ve nice mutluluğa, sevince, hüzne sahne olan bu okul binamız günümüzde çoğu yapılarımız gibi göç nedeniyle kullanımdan düşmüş ve kapanarak kaderine terkedilmiştir.

İlkokulun kuruluşuyla ilgili muhtar ve ihtiyar heyetinin almış olduğu karar

Köy Karar Defterinden :

19.7.1961

Karar No: 3032

İstimlak Kararı

5.1.1961 tarih ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim kanunu gereğince köyümüzde yapılacak okul ve okula ait oyun bahçesi, uygulama bahçesi olarak, öğretmen evi ve öğretmen evi bahçesi olarak Köyönü mevkiindeki ………..tarlaların istimlak kararı. …………..

Muhtar           üye          üye          üye          üye          üye

 

 SAĞLIK YAPILARIMIZ

                                                                                                               KIZILAY.png

 

SAĞLIK EVİMİZ 

         Bin dokuz yüz kırk sekiz yılında çevre köylere göre merkezi konumda bulunması ve yolunun düz olması nedeniyle cumhuriyet döneminin ilk devlet yatırımı olan sağlık evimiz açılmıştır. İlk devlet yatırımı olması ve dönemine göre ileri bir hizmet olan sağlık evimizin köyümüzde açılması yine Osmanlı döneminden gelen merkez köy konumunun o dönemde de devam ettiğinin bir göstergesidir. Bir sağlık memuru veya ebenin görev yaptığı Sağlık Evimizin uzun bir zaman sonra çevre köylerin ihtiyacını karşılayamaması sonucu sağlık evi 1970’li yılların başlarında daha da geliştirilerek sağlık ocağına dönüştürülmüştür. Okulun öğretmen lojmanı binasının kuzeydoğusunda bulunan eski binası yıkılarak, bugün hemen köyün girişinde bulunan tesislere taşınmış ve sağlık ocağı olarak hizmet etmeye başlamıştır. Sağlık evi üçgen bir çatı ve beşik örtüsü olan içinde sağlık memuru ve ebenin de kalacağı bölümlerden oluşan tek katlı bir binaydı.

       Sağlık memuru evinin kuruluşuyla ilgili Köy İhtiyar Kurulunun almış olduğu karar:

       Köy Karar Defterinden :

2.8. 1948 ve 1624 sayılı emirleri ile tebliğ edilen Bademçay Köyünde yapılacak sağlık memuru evinin zemininin tanzimi ve tespiti için Köy İhtiyar Kurulu 22.8.1948 tarihinde toplandı. Yapılan tatbikat sonunda Bademçay Köyünden Ali oğlu Osman Ekerbiçer’e ait Köyönü mevkiinde bir dönüm tarlanın istimlak kararı. …………

Muhtar         üye         üye         üye         üye          üye

 

SAĞLIK OCAĞIMIZ

 

SAĞLIK OCAĞI



(2010'da Aile hekimliği uygulamasına geçildikten sonra Sağlık Ocağımız kapanmıştır. Sağlık hizmetleri Yüklü Aile Hekimliği Birimince yürütülmektedir.)

 

      Sağlık Evimizin uzun bir zaman sonra çevre köylerin ihtiyacını karşılamaması sonucu sağlık evi 1970’li yılların başlarında daha da geliştirilerek sağlık ocağına dönüştürülmüştür. Okulun öğretmen lojmanı binasının kuzeydoğusunda bulunan eski binası yıkılarak, bugün hemen köyün girişinde bulunan tesislere taşınmış ve sağlık ocağı olarak hizmet etmeye başlamıştır. O günden günümüze kadar daha geniş imkanlarla köyümüz ve çevre köylerimize hizmet etmeye devam etmektedir. Halen çalışır vaziyette olan sağlık ocağında bir pratisyen hekim bir de ebe bulunmaktadır. Sağlık ocağımız bir bina ve personele tahsis edilen lojmanlar kompleksinden oluşmaktadır. Sağlık ocağımız yalnız Bademçay köyüne değil aşağıda adları listede olan on iki köye, çok geniş bir çevreye daha sağlık hizmeti vermektedir.

YAPRAKLI SAĞLIK GRUP BAŞKANLIĞI
       Yapraklı İlçesinde Sağlık Hizmetleri Sağlık Grup Başkanlığına bağlı Yapraklı Merkez Sağlık Ocağı ve bağlı Belde ve köylerde bulunan 5 Sağlık Ocağı ile birlikte yürütülmektedir. Bunlar ;
Bademçay Sağlık Ocağı Tabipliği:

2007 yılı yıl ortası nüfusu 2355 olarak tespit edilmiştir. Bademçay Sağlık Ocağına bağlı 11 köy bulunmaktadır. Bu köyler : 
SAĞLIK OCAĞIMIZA BAĞLI KÖYLER

1. Bademçay (Bayamçay) 2. Ayseki (Ayseküsün) 3. Çakırlar (Çakıllar ) 4. Davutlar (Dağutlar) 5. Kullar (Gullar) 6. Yakaköy (Yaaköy) 7. Müsellim 8. İncik (İncük) 9. Aşağı ve Yukarı Ayva 10. Düzenkara 11. Çiçek 12. Yeşilyayla (Bürtü) 13. Ovacık (Uvacuk)

Kaynak : Çankırı İl Sağlık Müdürlüğü sitesi (10 Mayıs 2007)

Personel Sayısı
Sağlık Memuru : 1
Ebe : 1
(http://www.yaprakli.gov.tr/menukur.php?kno=k7 15 Eylül 2007)

 

Telefonu : 0376 383 40 02

                                                                   YILIN EBESİ

ÇANKIRI İLİ   : Yapraklı Sağlık Grup Başkanlığı Bademçay Sağlık OcağıZeliha UÇAR

 

 

Sağlık Ocağımızın ebesi Sağlık Bakanlığı tarafından Çankırı ilinde yılın ebesi (2007) seçilmiştir. Sayın Zeliha UÇAR’ ı bu başarısından dolayı kutlar, başarılarının devamını dileriz. www.bayamcay.com

 

 

Kaynak: (http://66.102.9.104/search?q=cache:3uat6MNkjDIJ: www.saglik.gov.tr/TR/ dosyagoster.aspx%3FDIL%3D1%26BELGEANAH% 3D17564%26DOSYAISIM%3Diller.pdf+yaprakl%C4%B1+badem%C3%A7ay+sa%C4%9Fl%C4%B1k +oca%C4%9F%C4%B1&hl=tr&ct=clnk&cd=1&gl=tr)

 



 

KÖY ODALARIMIZ

 

(Şu anda açık ve tek köy odamız olan Yukarı Odada dönemin Yapraklı kaymakamının ziyaretinde ağırlandığı bir kare )

 

KÖY ODALARININ İŞLEVLERİ

 

Çok küçük bir köy olmasına rağmen üç odasının olması köylümüzün eskiden beri ne kadar çok misafirperver ve köyümüzün ne kadar çok hareketli, merkezi olduğunun en güzel kanıtıdır. Odalarımızın en büyük fonksiyonu dışarıdan gelen, köyden hiçbir tanıdığı olmayan, yabancıların, Tanrı misafirlerinin, yolcuların, çerçilerin, bakkalların ve diğer gelip geçenlerin, resmi görevlilerin dinlenmeleri,gecelik konaklamaları, yeme, içme, hayvanlarının yem, saman gibi ihtiyaçlarının karşılandığı mekanlardır. Bu misafirlerin bütün ihtiyaçları oda çevresindeki yakın aileler tarafından karşılanır. Eğer gelen misafirler çoksa bütün evler bu ihtiyaçları hep birlikte karşılarlar değilse odaya bakma denen bu işler bu evler arasında yine sıraya dökme denen bir usulle sırayla karşılanır. Yakacak ihtiyaçları köylüler tarafından köy koruluğundan veya diğer yollardan karşılanır. Gelen misafirler yabancı olsalar da yalnız bırakılmaz, uyku vaktine kadaronlara eşlik edilir. Odalarımızın bir başka fonksiyonu ise köyle ilgilidir. Köy odalarımız, köyle ilgili sorunların konuşulup, görüşüldüğü ve çözümlerin, kararların alındığı bir meclis olarak da kullanılır. Düğünlerde, bayramlarda, önemli günlerde bir araya gelip kutlamaların yapıldığı mekanlardır.Yine önemli günlerde davet edilen kalabalık misafir gruplarının ağırlandığı yer de odlarımızdır. İşlerin azaldığı,özellikle uzun kış gecelerinde gençlerin ve orta yaşlıların toplanıp yüzük ve orta oyunu diyebileceğimiz oyunlar oynandığı, sıcak çaylar eşliğinde koyu sohbetlerin, eğlencelerin yapıldığı mekandır odalarımız. Köyümüzde kahvehane ve kahvehane kültürü olmadığından dolayı erkeklerin toplandığı mekanlardır odalarımız. Bir yönüyle kahvehane işlevi de görmektedir odalarımız.

 

Odaların İhtiyaçlarının Karşılanması

Odalarınkendilerine ait yatak, yorgan, çarşaf takımları vardır. Bunlar genelde hayırseverler tarafından bağışlanır. Yüklükte veya camide saklanır. Odaların büyük temizliği köylü kadınlar tarafından yapılır. Yakacak odunu ise ortak karşılanır. Çay, şeker, tüp gibi ihtiyaçları ya düğünlerde toplanan köy uşağı parasından karşılanır ya da ihtiyaç anında toplanır. Köyümüzde bizim ümeci dediğimiz imece usulü hala çok canlı bir şekilde yaşatıldığı için her türlü ihyiyaç bu şekilde karşılanır.

Odaların Yerleşim Düzeni

Odaların ortak özelliği esas bölümü oluşturan ana salondur.Bu salonların planı genellikle köy evlerimizin oda planlarıyla hemen hemen aynıdır. Kareye yakın bir planı olan odanın kapısının girişinden itibaren sağlı sollu duvar boyunca uzanan oturma yerleri ve kapının tam karşısına denk gelen yerdeki ocaklığın sağı solu baş köşedir.Bu baş köşe, yaren kültüründe de görüldüğü gibi o anda odada bulunan en büyüklerin veya en saygı değer misafirlerin yeridir. Odada oturma sırası toplumdaki hiyerarşiye göredir. Baş köşeden itibaren yaş sırasına göre sağlı sollu insanlar edeple otururlar. Bu edep Yaren kültüründen kaynaklanmaktadır. Ayak uzatılmaz, büyüklerin sözlerine karışılmaz, dinlenilir. Çay, yiyecek içecek servislerine gençler veya küçükler bakarlar. Büyüklerin istedikleri hemen yerine getirilir. Odalarda yapılan toplantılarda gençler fazla konuşmazlar ama düğünlerde köy odasında yapılan ve eğlence ağırlıklı olan toplantılarda köy gençleri aktif yaşlılar da seyirci durumundadırlar genellikle. Küçük çocuklar önemli toplantılarda pek odaya alınmazlar. Alınsalar da onların yeri en sonlardır ve kendinden büyük biri gelince kalkmak zorundadırlar.

YOKARI (YUKARI)  ODA

Köyümüzde üç oda vardı. En büyüğü nüfusunda büyük bir kısmının yaşadığı Yukarı köyde, caminin hemen yanındaki odadır. En işlek oda, eskiden beri bu odadır. Köy Karar defterinden öğrendiğimize göre bu odamızın yapılış tarihi 13.11.1966'dır.Şu anda da Aşağı köydeki odanın yanması ve yerine yenisi yapılmaması ve öteki odamızın da yıkılıp yerine ev yapılması sebebiyle köyümüzün tek odasıdır. Bu oda iki katlıdır. Alt katı ahır olarak kullanılmaktadır. Üst katta ise biri büyük olmak üzere üç bölüm vardır.Bunlardan ortada olan büyük bölüm esas odadır. Hemen yanında çok küçük olanı ise daha çok çay kaynatılan, servis yapılacak şeylerin hazırlandığı bölümdür. Hemen girişteki orta büyüklükte olan bölüm ise misafirler için yatak odası olarak düşünülmüş ama uzun süre boş kalmış, tam kullanıma açılmamıştır. Daha sonra bu oda büyük odayla birleştirilmiştir. Odanın esasını oluşturan ortadaki bölüm büyükçe bir salondur. Kare bir yapıya sahiptir.Daha sonraki birleştirmeyle dikdörtgen bir yapıya kavuşmuştur. Kapının girişinden başlamak üzere sağlı sollu duvar dipleri yerden yarım metre yükseklikte, yaklaşık bir, bir buçuk metre genişliğinde,ahşaptan yapılmış makatlık veya sekü dediğimiz oturma alanıyla çevrilidir. Buralar minderlerle, köpenlerle kaplanmış, arkada ise ottan yapılmış sırt yastıklarıyla döşenmiştir. Kapının tam karşısındaki duvarın en üstünde soba borusu deliği, hemen altında kaşlık denen, eskiden gaz lambası, idare, fener gibi aydınlatma araçlarının konduğu,oval, duvara yapışık bir çıkıntı ve onunda altında minyatür,fazla kullanılmayan, şömineyi andıran bir ocaklık vardır. Kapıların açıldığı küçük holde ise sadece el yüz yıkanan ve abdest alınan abdestlik yer almaktadır. Şadırvanın yapılmasından sonra abdestlik işlevini yitirmiş daha az kullanılır olmuştur. Alt katın, damın yanında bir de tuvaleti vardır.

2024 Yılı içinde Bekirin Bunarı yakınlarında daha büyük ve modern bir köy odası yapımı planlanmaktadır.

 

ALİCÜĞÜN ODASI

Köyümüzün en eski odalrından olup da şimdi olmayan odalarından biri de Alicüğün Odasıydı.Oda hakkında Mehmet ÇİĞDEM'den 2020'de şu bigileri vermişti:

O da şindik Alicüüŋ odası, aha şindi yeri belliydi,  şurda daşı neyi ġórünüdü. Aaa şindi Fayığıŋ oğlunun ev yapduğu yerden eccüḵ şöyle ileri varıncak, iğdele neyi varıdı örenesi belliydi,  derken gayboldu Alicüğün odasınıŋ yeri. (O odayı ben biliyon yaa şöyle tahdan bi çatusu varıdı. ) O İmamıŋ odası dedúğúŋ (Hee) O İmamıŋ. Alicüüŋ Odası da başġa bi oda. (Öyle miii! Onuŋ da mı varıdı?) O ḳóyüŋ eŋ bóyúğú, tarlalarını neyi görmeyimiyoŋ? Alicük ḳóyúŋ en zenginiydi.

 

SİCOOĞİLİN ODASI

Eskiden Aşağı köyde Mıkdargilin evinin hemen yanında olan bu odamız da iki katlıydı. En eski köy odalarımızdan biri olan bu odamız adından da anlaşılcağı gibi Sicooğil sülalesi tarafından yaptırılmış ve uzun zaman Aşşağı köylülerimizin de ihtiyaçlarına yardım ettiği oda onlar tarafından işletilmiş Alt katında gelen misafirlerin binek hayvanları için dam denen ahır vardı. Üst katında ise bir gözden ibaret oda yer almaktaydı. Bu odanın planı da Yokarı köyün odasıyla aynı plandaydı. Oda duvar boyunca sıralanmış makatlıkla çevriliydi ve yine küçük bir ocağı vardı. Bu odamız Aşağı köyde 1990'ların sonuna doğru çıkan büyük yangında bütün Aşağı köyün evleriyle birlikte yanmıştır. Yenisi yapılmamış, yerinde de yangından sonra devlet yardımıyla yapılan yeni evler yapılmış ve tarihe karışmıştır.

 

İMAMGİLİN ODASI

 

Eski İmamgil sülalesinin, İdiris İmamın kurduğu çok erken yaşta meşe tüklü kağnının devrilmesi sonucu altında kalarak can veren oğlu Hüremin uhdesinde vve ihtiyaçlerını karşıladığı bu oda, İmamgilin evinin hemen yanındaydı. Tek katlı ve tek gözden oluşan bu odamızın dıştan ahşap çatılı ilginç bir görünüşü vardı. Odanın oturma planın diğer odalarla aynıdır. İki bin beş yılına kadar uzun yıllar kullanılmadığı ve bakımı yapılmadığı için metruk da olsa ayakta olan, kullanılmadığı için bakımsız bir haldeki bu odamızda yıkılarak yerine Merdean Metin tarafından ev yapılmış ve böylece o da tarihe karışmıştır. Bu odamızın en büyük özelliklerinden biri eskiden burada köyün çocuklarına köyümüzün camisinin de imamlığını yapan hocalar tarafından, özellikle bu sülaleden çıkan imamlar tarafından basit dini bilgilerin öğretildiği mekan olmasıydı.

 

KÖY KONAĞIMIZ

 

 

2015 YILINDAKİ DURUMU

  

Eski sağlık evinin, köy ilkokulunun, sağlık ocağının bir küme oluşturduğu Köyönü olarak bilinen mevkide bulunan köy konağı Köy Karar Defterindeki verilen bilgilerden yaklaşık olarak 1920’li yılların ikinci yarısında yapıldığı anlaşılan ve bu tarihlere göre günümüzde yaklaşık seksen doksan yıllık olduğu anlaşılan köy konağı 1971 yılında, köy odalarından dolayı fazla kullanılmadığı, atıl kaldığı ve köye gelir getirme gerekçesiyle 23.05.1971 yılında açık artırma usulüyle satışa çıkarılmış ve yakınında evi bulunan Fethi ÖKSÜZ’e satılmıştır. Günümüzde miras yoluyla oğlu Osman ÖKSÜZ'e kalan ve hala ayakta duran köy konağı sahipleri tarafından da kullanılmamaktadır.

Köy konağının Fethiye ÖKSÜZ’e satılmasıyla ilgili muhtar ve ihtiyar heyetinin almış olduğu karar Köy Karar Defterinden :

23.01. 1971

Bundan 40, 45 sene evvel köy halkı tarafından yapılmış bulunan köy konağının köy odalarının ihtiyaca cevap vermesi ve köy konağının kullanılmaması dolayısıyla satılarak köye gelir elde edilmesi için satılması kararı. …………..

 

Muhtar                                         üye         üye          üye           üye           üye

 

MEHMET ŞENTÜRK

 

SU YAPILARIMIZ
 

YUNAĞIMIZ

Köyün bütün kadınları yaz, kış, yağmur çamur demeden bütün çamaşırlarını köyün en büyük buŋarı (pınarı) olan, birbirine bitişik iki uzun ve büyük oluğu olan Bekiri’in Oluğunun önündeki alanda büyük yassı taşlarda tokaçları da kullanarak yıkarlardı.Bu esvap yuma yeri büyük yassı taşlardan ve su ısıtmak için kurulan kazanların konduğu basit taşlarla yapılmış olan ocaklıklardan ibaretti. Bin dokuz yüz yetmişlerde bu alanın çevresi biriketten bir duvarla çevrilerek yunak yapıldı.Üstü açık olan yunak ikibin yıllarında yapılan köy içindeki köprülarden aşağı köprünün yapımı sonrasında yolun yukarı alınmasıyla birlikte eski kavak ve söğüt ağaçlarıyla birlikte yıkılarak yerinden yol geçirilmiştir. Bilenlerin anılarında kalan bir mekan daha yok olmuştur.

KÖY İÇİNDEKİ SU YAPILARIMIZ, PINARLARIMIZ
(BUNARLAR VEYA OLUKLAR, MAHZENLER, SU DEPOLARI )


1. Bekirin Bunarı
2. Çimento Oluk
3. Güçcük Bunar

4. Mahzen

5. Hatça Bunarı

6. Su Depoları

Köylülerimiz içme suyu, çamaşır yıkama ve hayvan suvarma ihtiyacını köyün içnde farklı yerlerde yapılmış olan bunar ya da oluk dediğimiz pınarlardan karşılardı.

1. BEKİRİN BUNARI (VEYA OLUĞU)

 

BEKİRİN BUNARI
BEKİRİN BUNARI VE BETON OLUK SON YILLARDAKİ DURUMLARI


Ginimizde de hala ayakta olan ve kullanılann en eski ve en büyük bunarımız Bekirin Bunarı kaynağını Aşşağı Köyün (mahallenin) önünden geçen Ilıman Derenin üst taraflarından Çamlıderenin yakınarından alır.Kaynaktan topraktan yapılma borularla hemen köyün girişindeki tepenin eteğinde kurulan Bekirin Oluğuna getirilmiştir. Bu toprak borular daha sonraları yapılan tamirlerde demir borularla değiştirilmiştir. Bunarın uzunlamasına taştan örülmüş bir duvarın dibinde birbiriyle bağlantılı olan iki çok büyük çam gövdesinden yapılmış iki oluğu vardı. 1990'larda olukların gövdesinin çürümesi nedeniyle her iki oluk da sökülerek yerini beton oluklara bırakmıştır. Demir bir borudan akan suyu yağış bolken bir bilek kalınlığındadır. Yazın ise bu durum doğal olarak  azalır.İçme suyu olarak bu oluğun suyu tercih edilir. 
Köyümüzün en eski ve en büyük bunarı ve oluğu olan Bekirin Bunarı köyümüzün su temini konusunda ana kaynağıydı.Genellikle her sabah ve her akşam üstü kadınlar omuzluklarına aldıkları bakraçlarla evlerine buradan su taşırlardı. Bu pınar yaz aylarında akşamları alaca karanlıkta götürdükleri eşyalarıyla ırgatlıktan (tarlada ekin biçmekten), harmanlardan dönen, akşama kadar güneşin altında yorulmuş ve susamış köylülerimizin su içip, ellerini yüzlerini yıkadıkları ferahladıkları, kendilerine geldikleri bir yer olurdu.
Köyün bütün hayvanları yine her sabah ve her akşam Bekirin Oluğundan suvarılırdı.Oluğun hemen alt kısmında ise ona yakın çeşitli genişlikte ve kalılıkta belli aralıklarla taşlar vardı bu taşlarda yaz kış köyümüz kadınları tokaçlarla çamaşır yıkarlardı. Ayrıca alalade su kaynatmak için taşlardan kurulu ocaklar vardı.Evlerde pek çamaşır yıkanmazdı, hep burada yıkanırdı.1970'lerin sonlarında bu taşların etrafına biriketten duvar örülerek üstü açık bir yunak yapıldı. Bu yunak da daha sonra 1990'ların ikinci yarısında köy içi yol çalışmaları sırasında yıkıldı.
Bekirin Bunarın ikinci oluğu özellikle belli dönemlerde unluk ve aşlık buğdayların yıkanmasında kullanılırdı. Köylü sırayla  ekinini yıkardı. Ekin yıkamak için herkes bunarın belli yerine içinde biraz ekin olan çıkısını koyar yıkayan çıkısnı aldığında sıradaki çıkının sahibi ekinini yıkardı ve bu konuda hiçbir sorun çıkmazdı.
Bunarın ayağında akan suda yazın çalıdan yapılan günümüzde büyük şehirlerde belediye işçilerinin sokakları süpürdükleri ebatlardaki gibi süpürgeler esnek olması için ıslatılırdı. Yine bu oluğun ayağında çok büyük kavaklar ve söğütler vardı. Yazın  suyun azaaldığı aylarda yazıdan gelen sığırlar ve koyun, keçi sürüleri  olukta suvarıldıktan sonra bu ağaçaların altında yatırılırdı öğlen sıcağı geçene kadar.
Bu ağaçların diğer bir özelliği de şimdi artık hiç olmayan kargaların yaz aylarında akşamları sürüler halinde bir bulut halinde bütün ağaçları kaplayıp o meşhur sesleriyle yeri göğü inletmeleriydi.

2. BETON OLUK

Bekirin Bunarının aşağıdan bakınca dört metre sağ yukarısında tek oluklu büyükçe bir oluktur. Bu oluk çok sonraları betondan yapıldığı için bu adla anılmaktadır.Bu oluğumuz da kaynağını Ilıman derenin yukarılarından Çamlı Dereden almaktadır.Buradaki su kaynağının boşa akmaması için bu oluk çok sonraları yapılmıştır. yapılış tarihi yaklaşık olarak 19960'lar olsa gerek.Bekirin Oluğunun yedeği gibidir.İçme suyu olarak tercih edilmez. Bu oluğun ayağı Ilıman Dereye verilmiştir.

3. GÜÇCÜK BUNAR



Kaynağını Abitgilin evinin arkasından alan adı gibi küçük olan bu bunar Abitgilin evinin hemen aşşağısında yolun kenarındadır. Bunarın yapım tarihi de çok eskidir. Hemen önünde bulunan büyük menfezin yapımı sırasında bulunduğu yerden kaldırılarak daha yukarıya, günümüzdeki yerine yeniden yapılmıştır. Suyu azdır. Yazın çok sıcaklarda bazı zamanlar ip gibi akar. Suyu içmede pek tercih edilmez.Önünde orta büyüklükte bir oluğu vardır. Oluğu dolu olduğu zamanlar Yukarı köylüler (mahalle) mallarını buradan suvarırlardı.

4. MAHZEN


1970'in hemen başında (tahminen 1971 olsa gerek.) Hebilde Datlıcak mevkiindeki Osdinin Ethemin bostanın içindeki suyun o zamanki YSE'nin yardımlarıyla köyümüzün camisinin önüne getirlmesiyle kurulmuştur.Köyümüzün ilk mahsenli pınarıdır. Mahzeninin önünde bir oluğu vardır.Bu mahzen 1990'larda yıkılarak büyütülmüş ve bugünkü halini almıştır. Mahzenin üst tarafında daha sonraları bir de şadırvan yapılmıştır.Mahzene daha sonra yapılan köy su deposundan da su borusu döşenerek takviye dilmiştir. Yukarı köyün (mahallenin su ihtiyacını büyük ölçü de karşılar olmuştur.Datlıcakdan gelen suyu içme suyu olarak hiç tercih edilmezdi. Suyu kara su denen bir su çeşididir. yazın serin kışın ise hafif ılık olurdu.İçimi sert bir sudur.

5. HATÇA BUNARI

Yapılış tarihi bilinmeyen ama Bekirin Oluğunda olduğu gibi yapanın adıyla anılmasından dolayı yapanının Hatça (Hatice) adında eskilerde yaşamış, oradalarda bir yerde, yakınında evi olan bir kadın tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Oluk olarak adlandırılsa da oluk olmayan, yaklaşık bir metrekare büyüklüğünde zemininden basit taşlarla örülüp üstü tahta ve tahta üstününde toprakla kapatıldığı bir eşme örneğidir. Yeri Dedeçamından batıya doğru inen yokuştaki iki tepenin yukarı kavuştağında, sonradan yapılan Dedeçamına, Yüğlüğ'e açılan araba yolunun üstündedeir. Sapa olduğundan eskiden beri fazla kullanılmayan Hatça Bunarı ikibinli yıllardan sonra bakımsızlıktan üstü çökmüş yalnızca taş duvarı ve dibinde az bir suyu olan bir çukur haline gelmiştir. 2022 yılının güzünde suyunun ya Bekirin Oluğuna ya da Güccük Bunar getirileceği konuşulmaktadır.

 

 EŞMELERİMİZ

Köy eşmeleri köyün doğusundaki Hebil sırtlarının uzantıları ve Asarın Kayasının eteklerindeki derelerin kenarlarındadır. Su gözelerinin önü kazma, kürekle eşilerek, üç tarafı taş ve kalın ağaç dallarıyla örülen, sırtını yamaca dayamış, önü açık yaklaşık bir metrekare genişliğinde, yarım metre derinlikte, zemininde yassı taşlar ya da yalpuklarla döşeli, üstleri dallarla kapatıldıktan sonra kuru çam pürleri döşendikten sonra toprakla örtülen  basit su yapılarıdır. Suları yazın serin olur.

 

1. Osdiğilin (Etemgilin) Eşmesi

Osdinin Etemin oğlu Ahmet tarafından Eşme Deresi diye bilinen derenin kenarında 1959'lerde yaptığı eşme. ikibinli yıllarda hemen yakınında bulunan Acergilin Eşmeyle birleştirldiği için günümüzde mevcut değildir.

2. Acergilin Eşmesi

Acergilin Eşme Deresinde olan eşmesi. Bu eşme Osdiğilin Eşmeyle birleştirilip ikibinli yılların başında şimdiki yeni yapılan eşmeye katıldığından günümüzde mevcut değildir.

3. Köyderesi Eşmesi

Asarın Gayasının hemen dibindeki batı yamacındaki küçük bir dere yatağının kenarında Osdinin Etemin oğlu Mehmet Çiğdem tarafından 1960'ların sonunda yapılan eşme günümüzde mevcut değildir.

4. Fıldırın Eşmesi

Hebilden Derelliye giderken çamların başladığı yamacıntaki çamların içinde Osdinin Ali tarafından Derlelliden Fıldır

 denen şahsın isteği doğrultusunda onun hayrına yaptığı eşme. Hebilde 2000'li yılların hemen başında meydana geleb büyük heyelanla birlikte yok olan eşmedir.

 

6. SU DEPOLARI

Merkezi grup köy su sistemine bağlanmasıyla devlet ve köy halkının katkılarıyla Köyün doğusunda, Osdiğil sülalesinin evlerinin üst tarafındaki Sivri Kaya tepesinin hemen altına caminin önündeki mahzeni ve evlere verilen su şebekesinin kaynağı olarak bir su deposu yaptırılmıştır. İhtiyaca cevap vermemesi dolayısıyla 2022 yılının Ekim ayının sonuna doğru eski su deposunun hemen yanına daha büyük bir ikinci su deposu devletin ve köy halkının katkılarıyla yapılmaktadır. İki deponun yaklaşık iki bin tonluk bir kapasitesi bulunmaktadır.