BADEMÇAY KÖYÜNÜN ADI
Bademçay Köyünün adının geçtiği, şu anda bilinen en eski belge Candaroğlu beylerinden İsfendiyar Beyin oğlu Çankırı Sancak Beyi Melik Kasım Bin Melik İsfendiyar’ın 27 Nisan 1430 (hicrî 03 Şaban 833) tarihli, Çankırı’da inşa ettirdiği imaret ve zaviyenin vakfiyesidir[1]. Vakıflar Genel Müdürlüğü 593 numaralı defterin 247. sayfasında 195. sırasında kayıtlı bu vakfiyenin, gelirlerini imaret ve zaviyeye akar olarak vakfettiği köylerin içinde çevre köylerle birlikte köyün adı da geçmektedir.[2] Vakfiyenin Arapçadan tercümesinde köyün adı Bademçay olarak geçmektedir.
BADEMÇAY ADININ YAPISI VE KÖKENİ
Köyün adı, anılan vakfiye de dahil eskiden beri resmî belgelerde az farklarla da olsa Bademçay, Bademçay Köyü, Badem çay, Bademçayı biçiminde geçmektedir.
Resmî belgelerde geçen Farsça Badem ve Türkçe çay (badem + çay) yapılarından oluşan Bademçay birleşik adını oluşturan kelimelerin ilki olan badem kelimesinin kökenini ve kullanımlarını ünlü Türkologlarımızdan dilci Prof. Dr. Hasan Eren Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü adlı eserinde şöyle açıklamaktadır: “ badem ‘yurdumuzda yetişen bir ağaç (Amygdalus communis)’. Kıbrıs ağzında padem biçimi kullanılır. Yerel ağızlarda payam olarak da geçer. ~ Türkmence bâdam. –Kırgızca badam. – Nogayca badam. – Karakalpakça badam. – Kazakça badam. Sartça badam. –TatK badam. Eski Kıpçakça’da bayam olarak geçer. <Farsça bâdam ‘an almond’. Kıpçakça’da –d-lerin –y-‘ye çevrildiğini biliyoruz. Yabancı dillerden kalma alıntılarda bile –d- < -y- değişmesine tanık oluyoruz. O açıdan Farsça bâdamdaki –d-‘nin Kıpçakça’da –y-‘ye çevrilmesi normaldir. Kıpçakça’da olduğu gibi, Oğuzca’da da –d-‘nin –y-‘ye çevrildiğini biliyoruz. Buna göre Anadolu ağızlarında gördüğümüz payam biçimi de –d-> -y- gelişmesi sonunda ortaya çıkmış normal bir biçimdir. Bu biçimin Türkçede eski bir geçmişe çıktığı anlaşılıyor. Buna karşılık badem biçiminin -d- > -y- olayının sona ermesinden sonra alındığı açıklık kazanıyor. Başka bir deyişle, payam yanında badem daha yeni bir alıntıdır.”[3]
Köyün eskiden beri resmî belgelerde geçen Bademçay biçimine karşın hem Bademçay köyü halkı tarafından hem de çevre ilçe ve köylerin halkı tarafından günümüze kadar Bayamçay, Bayamçayı olarak söylenmekte ve böyle bilinmektedir. Fakat aşırı göç ve iletişim araçları aracılığıyla yaygınlaşan ölçünlü Türkçenin ağırlık kazanmasıyla birlikte yüzde yüzü köy dışında yaşayan yeni neslin daha çok bademçay adını kullandığını, bayamçay biçiminin ise yaşlılar arasında hala kullanımda olduğunu da belirtmek gerek (2021).
Bademçay birleşik adında olduğu gibi Bayamçay adı da bayam + çay yapılarına ayrıldığında aynı anlamlara gelmektedir. Yani anlam açısından bademçay ve bayamçay kelimelerinin bir farkı yoktur.
Çankırı Yapraklı ilçesi ve köylerinde ve Çorum ili Bayat ilçesi ve Kastamonu Tosya ilçesinin bu bölgeye yakın köylerinde badem için Hasan Eren’in belirttiği gibi bademe göre daha eski ve tarihî bir kullanım olan bayam biçimi kullanılmakta, badem sözcüğü hemen hemen hiç kullanılmamaktadır. Bayam kullanımının yalnız bölgemize has bir durum olmadığı Anadolu’nun bazı bölge ağızlarında da badem sözcüğü yerine bayam kelimesinin kullanıldığını Türk Dil Kurumu derleme sözlüklerinden de görüyoruz:
1.bayam
*Bolvadin, *Emirdağ, -Afyon
Başköy *Uluborlu, *Senirkent -Isparta
Ekse *Çal -Denizli
Çimişki *Gölpazarı, Abbaslık -Bilecik
*Sivrihisar ve köyleri, Yakakayı -Eskişehir
*Kargı -Kastamonu
-Maraş
*Beypazarı, Keşanuz -Ankara
*Erkilet, -Kayseri çevresi
*Ermenek ve köyleri, Kayalı, Gömükkışla -Konya
*Anamur, Hacıhamzalı, Gülek *Tarsus, Bozağaç *Gülnar, *Mut köyleri, -İçel
Şerefler –Muğla
2. Yabanî badem
*Bozan -Eskişehir
*Ermenek köyleri –Konya
Aslanköy *Mersin –İçel
3. çağla
-Kütahya
-Bolu
Yeşilöz *Güdül Ankara[4]
Köseçobanlı Gülnar Mersin[5]
Derleme Sözlüğündeki verilere Bademçay, Yapraklı ve köyleri – Çankırı verisinin de eklenmesi gerekir. Yine üniversitede Sivaslı bir hocamız kendi yörelerinde de bayam biçiminin kullanıldığını söylemişti. Bu durum derleme sözlüğünde bayamla ilgili birçok verinin yer almadığını yeni derlemelerle birçok yeni verinin de ekleneceğini göstermektedir.
Badem ve bayam kelimesiyle ilgili olarak yine ünlü dilcimiz, Türkolog Şinasi Tekin bayamın halk dilinde, badem şeklinin ise şehirlilerin dilinde kullanıldığını şöyle ifade etmektedir: ‘ İştikak ilim dalı ciddi bir biçimde uygulandığında tasavvur edilemeyecek kadar faydalı olabilmekte ve tarihin, kültür tarihinin karanlık ve öteki verilerle çözümlenemeyen birçok noktalarına ışık tutabilmektedir. Mesela niçin Köktürkçede odun kelimesi bulunmaz da Uygurca ile ortaya çıkar ilk defa? Ve gene niçin odun kelimesinin içindeki ana kelime 'ateş' manasına gelen od kelimesidir? Daha yakın tarihimizden ve günümüzden bir iki misal verelim: Kethuda yanında niye bir de kahya kelimesini kullanırız? Dağdaki çarıklımız bayam der, havut der de niye şehirlimiz habire kibar kibar badem der, havuz der? …Bunun bir sebebi var tabii.’[6] Keşeke hocamız bunun sebebini de açıklasaydı.
Yapının ikinci parçasını oluşturan çay kelimesi ise Çince bir kelime olan, çaygillerden, nemli iklimlerde yetişen bir ağaççık ve bu ağaççığın özel işlemlerle kurutulan yaprağı ve bu yaprağın demlenmesiyle elde edilen kırmızı renkli içecek olmayıp Türkçe dereden büyük, ırmaktan küçük akarsu anlamındadır.[7] Türkçe çayla ilgili atasözü ve deyimlerle durumu biraz daha anlaşılır kılabiliriz: Çay kenarında kuyu kazmak, Çay kuşu, çay taşıyla vurulur, Çaydan geçip derede boğulmak, Çayı (dereyi) görmeden paçaları sıvamak, Denizi (denizden) geçip çayda (derede) boğulmak, Dereyi (çayı, ırmağı) geçerken at değiştirilmez vb.[8] Köyün adının ikinci yapısını oluşturan çay kelimesi bölge ağzında da yukarıda verilen standart Türkçe’deki anlamıyla dereden büyük akarsu anlamıyla kullanılmaktadır.
Köyümüze Bayamçay adının, bugün çok az kalan eskiden daha çok olduğu sanılan yerleşim yerindeki çayın çevresindeki badem ağaçlarından dolayı verildiği söylenmekte ve bu durum Yapraklı Kaymakamlığı tarafından bir grup araştırmacıya yaptırılan Yapraklı köyleri alan araştırması sonucu elde edilen ve bir kitap halinde yayımlanan ve daha sonra Yapraklı Kaymakamlık internet sitesinde Köylerimiz başlığı altında verilen bilgilerde de tekrarlanmaktadır. Buna göre Bademçayı kullanımında da bu durum daha iyi görülmekle birlikte köyün, kenarına yerleştiği, engebeli arazinin arasında irili ufaklı çaylardan en büyüğü olan Hebil’den doğup Yukarı köyün içinden geçen ve zamanında çevresinde badem ağaçlarının olmasından dolayı adını bu özelliğinden aldığı ilk akla gelen ve mantıklı gibi görünen ve halk etimolojisine dayanan açıklamaya karşın (Halk etimolojisi genelde bizlere doğru bilgi vermez. Gördüğünü, o anki durumu ve anlayabildiğini kendince açıklamaya çalışan ve bilimsel güvenilirliği çok az olan bilgilerdir.) 2008 yılının Ağustos ayında amcam Mehmet Çiğdem köyümüzün ilk yerleşiminin Bayamçay Düzü olduğunu daha sonradan günümüzde Köyyeri olarak bilinen yere taşındığını ve en sonunda da bugünkü yerine göçtüğü bilgisini vermiştir. Bu bilgiler de yukarıdaki halk etimolojisinin doğruluk payını epey azaltmaktadır.
BAYAM KELİMESİNİN YER ADI OLARAK KULLANILMASI
Badem sözcüğü ve türevleri Türkiye’nin birçok bölgesinde de tek başına veya birleşik yapılar olarak yer adı olarak geçmektedir. Osmanlı Tapu Tahrir Defterlerinde çok fazla bayam ve türevlerinin yer aldığı yer adlarına rastlamaktayız. Günümüzde de Sinop ilimizin Boyabat ilçesine bağlı Bayamca köyü, Kars Kağızman Bayam Mahallesi, Denizli ilimizin Acıpayam ilçesi gibi yer adları vardır. Türkiye yer adlarında geçen badem kelimesinin yerel ağızlardaki durumlarına da bakmak gerek. Bademçay- Bayamçay örneğinde olduğu gibi örneklere rastlamak olasıdır.
Bayamçay kelimesi yine köyümüzle komşu köyümüz Kullar arasında köyümüze ait bir bölgenin yer adı olarak hem de iki defa geçmektedir. Bu yer adları Böyük Bayamçay Düzü ve Güçcük Bayamçay Düzü'dür. Bademçayı/Bayamçayı adı yer adı olarak köyümüzün en yakın komşusu olan Çakıllar (Remiyette yanlış biçimi olan Çakırlar kullanılmaktadır. Çünkü Çakıllar eski bir Türk boy adımızdır. Maalesef kayıtlarda köyün önünden geçen çayın adı köyün adı olarak, köyün adı da çayın adı olarak geçmektedir.) Köyünde bir derenin ve çevresinin adı olarak Bademçay Deresi/ Bayamçay Deresi olarak da kullanılmaktadır. www.yaprakli.bel.org .05.10.207, saat:10:00 )
Türkiye coğrafyasında Bayam/Bayamçay kelimesinin yer adı olarak yalnız köyümüzün adında, Sinop ilinin Boyabat ilçesine bağlı Bayamca köyünün adında, köyümüzün ilk yerleştiği yerin adında ve komşu Çakıllar köyünde yine bir dere adı olarak kullanılması da ilginç bir durumdur. Yine Denizli ilimizin Acıpayam ilçesinin adındaki p>b değişikliğiyle payam kelimesini de göz önünde bulundurarak Türk coğrafyasında badem adı taşıyan yer adlarının gerçekten badem olup olmadıklarını araştırmak gerekliliği bu durumda ortaya çıkmaktadır. Badem kelimesi standart Türkçe'de kullanıldığı için yer adlarının cumhuriyetten sonra resmi yazımında bu kelime tercih edilmiş olabilir mi acaba? Bayam kelimesini yazıp genel ağda aradığımızda ülkemizin farklı yerlerinde soyadı olarak da alındığını görüyoruz. Yine genel ağ ortamında bazı dillerde farklı bitkilerin adı olduğunu da görmekteyiz.
Osmanlı Yer Adları: II
ANADOLU, KARAMAN, RUM, DİYARBAKIR, ARAP VE ZÜLKADRİYE EYALETLERİ
(1530-1556) (Şam ve Halep dahil) ANKARA – 2013 adlı eserde geçen Bayamlı yer adları:
Bayam, bk. Payam
Bayamatu k., İçil n., Gerger kz., Gerger l., Rum vt.: TD 387/914
Bayamluca mz., Ravendan n., Haleb kz., Haleb l., Arab vt.: TD 397/227, 237
Hakkı Duran'ın, sitemizde de yayımlanan Bademçay Köyü Hakkında Bazı Notlar adlı yazısının Köyün İsmi başlığı altında çok daha ilginç ve tarihi derinliği, bilimsel yönü olan ve belki de köy halkının geldiği coğrafyaya ışık tutacak bilimsel güvenirliği olan bir bilgiye işaret etmektedir. Duran bu yazısında şu bilgileri vermektedir: "Faruk Sümer’in Oğuzlar adlı meşhur kitabında, “Oğuzlar’ın Dağları” diye bir bölüm var. Bu dağlardan en meşhuru Karacuk dağıdır ki, Ahmet Yesevi’nin memleketi Sayram yakınlarındadır. Salur Kazan Beğ’in sürüsüne bakan çobanın adı da Karacuk’dur. Sümer, Karacuk(Kara-dağ) dan başka Kazgurt adlı dağın da Oğuzlar’ın ünlü dağlarından olduğunu tespit etmiş. Kazgurt, Karacuk dağ silsilesinin en doğu kısmında bulunmaktadır.Şecere-i Terâkime’de[2] Kazgurt adlı bir dağın da Oğuzların ünlü dağlarından biri olduğu görülüyor. Timurlular devri şairlerinden Devlet-Şah(ö.15.yüzyıl sonları) Karakoyunlu hükümdarı İskender Beğ’den söz ederken şunları yazıyor. “İskender’in nesebine gelince O, Kara Yusuf’un, Kara Yusuf da Kara Muhammed’in oğludur. Bunların asılları Türkistan’ın uzak bir yerindeki Gazkurd dağları olup eski zamanlarda Azerbaycan ve Bitlis bölgelerine gelmişlerdir.” Bu Kazgurt dağı nerde bulunuyor? Şecere-i Terâkime’de dağla birlikte geçen Sayram, eski İsfîcab şehrinin adı olup, Sir-Derya’ya yakın bir yerde, Arîs veya Badam çayının kıyısında bulunmaktadır. Buna göre Kazgurt, İsfîcab(Sayram)’ın kuzeybatısındaki dağın adıdır ki, Karacuk veya Kara-Tav’ın en doğu kısmıdır.”[3] Türkistan’daki Badam Çayı ile bizim Yapraklı’daki Badem çayı arasında bir ilişki olması mümkündür. Bahsedilen bölge Oğuzlar’ın öz yurdu ve Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî’nin memleketidir ki, Badem Çayı isminin oradan taşınmış olma ihtimali yüksektir. Orta Asya’dan kültürel değerlerimizle birlikte bir kısım yer adlarını da taşıdığımız bir gerçektir." [9]
Günümüzde Batı Kazakistan'da bulunana Aris ve Badam çayı adlarının alanda ve diğer tarihi kaynaklardan daha ayrıntılı bir biçimde araştırılması bizleri daha kesin sonuçlara ulaştırabilir. Fakat çevre köyler ve köy halkının Bayamçay adlandırmasıyla ilgili kaynaktaki Badamçay adı arasında d > y ses değişikliği bize küçük gibi görünse de aslında önemli bir farklılığa da işaret etme ihtimali bir hayli fazladır. Çünkü bir halk özelliği olan böyle adları kolay kolay değiştirmez. Yazılı kaynaklarda ve resmiyette Bademçay şeklinde kayıtlı olmasına rağmen hala çevre köylerimizde ve köy halkı tarafından Bayamçay şekli kullanılıyorsa yüzyıllar önce de bu kullanımın Badamçay olma ihtimali az gibi görülüyor. Buna rağmen yine de bu bilgi de önemli bir veridir.
BOY ADI OLARAK BAYAM
Azerbaycanda yayınlanan Azerbaycan Toponomisi adlı kitabın Naxçıvan Diyarının Yer Yaddaşı bölümünün Bayanlu maddesinde, Bayam adının Türk boylarının birisinin adı olduğu ve Türkistanda halen var olduklarını şöyle kaydetmektedir: “BAYANLU – Ordubad rayonun (ilçesinin) Urmis kendinin (köyünün) cenub-şerginde (güneydoğusunda) yer adı. Gedim (kadim, eski) türk menşeli Bayam tayfasının adın aks ettirir. Uygurlarda, Kırgızlarda ve Türkmenlerde indi (şimdi) de Bayam tayfası vardır.” [10]
BADEMLİ CEMAATI
Hakkı Duran anılan yazısında bayam kelimesinin bir varyantı olan badam, badem adı taşıyan cemaatler konusunda da şu bilgileri vermektedir: "Türk coğrafyasında Badamlı, Bademli adında cemaatlar mevcuttur. Cevdet Türkay, bunları Türkmen tâifesinden olarak tespit etmiştir. Yine Anadolu'daki Türkmen aşîretlerinden Bozulus'a mensup bir Bademli cemaatı mevcuttur. Bu kayıtlar da bizim görüşümüzü doğrular niteliktedir. Köyü ilk kuranların bu cemaatten olması da ihtimal dahilindedir."
SONUÇ
Yukarıdaki verilerden de anlaşılacağı gibi köyümüzün adı birkaç değişik şekilde oluşmuş olabilir. 1. Köye yerleşen ahali, burada kurdukları yerleşime Türkistan’dan getirdikleri yer adını aynen vermiş olabilirler. 2. Türkistan - Anadolu arasındaki uzun süren yolculukları sırasında geçici olarak yerleştikleri yere verdikleri ismi, daha sonra iskân olundukları şimdiki köye taşımış olabilirler. 3. Türkistan’dan getirdikleri badem fidanlarının yetiştirilmesi tecrübelerine dayanarak, köyde iskân edildikleri yerde geleneklerini devam ettirmişler ve kendileri için önem arz eden badem meyvesinin adını yerleşme birimine koymuş olabilirler. 4. Kendilerinden önce bölgede yaşamış yerli halkın diktiği badem ağaçlarından yerleşim açısından harap yani “ören / viran” olmuş iskân birimi çevresindeki bu meyve ağaçlarına göre yeni Türkçe ad vermiş olabilirler. 5. Günlük hayatlarında, geleneklerinde yer tutan veya mazilerinde iz bırakmış badem ağacının adını köylerinin isimlerinde yaşatmayı uygun bulmuş olabilirler. 6. Türkistan’dan göç ederek Anadolu’nun yolunu tutan göçebe, yarı - göçebe veya yerleşik kültüre mensup ilk yerleşenler köy havalisini yurt tuttuklarında, mensubu bulundukları bu boy veya aşiretin ismini, kurdukları köyümüze, vermiş olabilirler.
Ortaya çıkış hikâyesi merak konusu olan köyümüz adının, köylülerimiz tarafından da niçin verildiği unutulmuş görünmektedir. Yani “Bayamçay” adı köyde yaşayan halkın aradan geçen uzun yıllar zarfında bu adın aslında eski cemaatlerinin isminden ya da hangi sebepten bu adın verildiğini bilmeleri pek mümkün olmamakta ve muhayyilelerinde bu adla ilgili çeşitli hikâye ve menkıbeler de uydurabilmektedirler. Ya da badem yetiştiriciliği ile hiç ilgisi bulunmayan böyle bir köy halkı, bu meyve ile köyün tarihi arasında kendi hayal âleminde bir bağ kurabilmeyi başarmaktadır. Bu aşiret veya cemaat adları içinde belki de yüzyıllar öncesinden oluşmuş meyve ile ilgili topluluk adları bu şekilde köyümüzde yeniden hayat alanı bulmuş olabilir.
Tarihi belgelerden de görülebileceği gibi Bayam/Badem ile ilgili adlar Türklerin isim verdiği belki de en eski meyvelerden birisinin de badem olduğu görülmektedir.
KAYNAKLAR
[1] Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi, Defter nr. 593, s.247.
Saray Mahallesi Candaroğlu Kasım Bey ve ailesi tarafından ikamet edildiği düşünülen bu mahalle yaptığımız saha çalışmaları neticesinde 95 yaşlarında esnaf İ. V. Ç. ve oğlu F. Ç.‘den alınan bilgiler doğrultusunda Özel Karetekin Hastanesinden, Vali Ayhan Çevik Caddesine kadar olan alana karşılık gelmektedir. Çankırılı Şair ve edebiyatçı Zeki Ömer defne bu mahallede doğmuştur. Bu mahalleye esasen İmaret Mahallesine yakınlığından dolayı İmaret ismi de verilmektedir. Saray Mahallesi, yapılan düzenlemeyle Cumhuriyet Mahallesine katılmıştır. B. GÖKMEN Çankırı Şehrinin Eski Mahalleleri ÇAKÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi/ Journal of Institute of Social Sciences Cilt: 12, Sayı: 1, Nisan 2021 / Volume: 12, Issue: 1, April 2021: 258-279. İmaret Mahallesi İmaret Camii etrafında ve Sultan Süleyman Camisine doğru uzanan İmaret Caddesi etrafında yer almaktadır. Mahalle düzenlemeleri sonucu Tansu sitesinin olduğu kısım Mimar Sinan Mahallesine, güney kısımlar ise Cumhuriyet Mahallesine dahil edilmiştir.
[2] Çankırı merkez de bulunan anılan vakıflar Ankara’da olarak gösterilmesi, Cumhuriyet döneminde adı İkizören olarak değiştirilen Babsa’nın eski adıyla değil de yeni adıyla anılması gibi durumlar köy adlarının yazılışının ve diğer bilgilerin orijinal metinden kontrol edilmesinin gerektiriyor..
[3] EREN, Hasan (1999), Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü. Ankara.
[4] Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü (1965), Ankara, Türk Dil Kurumu Yayınları, 2 CİLT.
[5] Köseçobanlı Ağzından Derlemeler Mustafa Gündüz Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
[6] Türk Dilinde Kelimelerin ve Eklerin Hayatı Üzerine Denemeler, Prof. Dr. Şinasi Tekin 1. Baskı, İstanbul, 2001. Simurg Kitapçılık ve Yayıncılık Ltd. Şti. s.10.
[7] Güncel Türkçe Sözlük, TDK. https://sozluk.gov.tr/ (06.08.2021: saat:11:07)
[8] Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, TDK. https://sozluk.gov.tr/ (06.08.2021. saat:11:08)
[9] http://www.cansaati.org/topluluk/forum_posts.asp?TID=1887&get=last#8159 (1 Kasım 2007 saat: 14:00)
[10] Budaqov, B.A, Geybullayev, G.A., Toponomiya Azerbaydcana, Nafta-Press, Baku-1986. B. A. Budaqov Qiyaseddin Qeybullayev Nafta-Press,Bakı- 2004 - s. 45