YAKLAŞIK 60 YILLIK HASRET SONA ERDİ

 

FATMA EMEKLİ YILLAR SONRA AKRABALARINA

 

KAVUŞTU

II. Dünya Savaşının hüküm sürdüğü kırklı yıllarda ülkemiz savaşa girmemesine rağmen her türlü ihtimale karşı yapılan hazırlıklar nedeniyle ülkemizde görülen ekonomik sıkıntılar şehirlerimizde ekmeğin karneyle verilmesi noktasına gelmişken köylerimizde de çiftçilerimizin ürünlerinden ve yetiştirdiği hayvanlardan alınan vergilerin artırılmasıyla zaten I.Dünya Savaşının sıkıntılarını yeni yeni üstünden atmaya başlayan köylerimizde büyük sıkıntılar, yoksulluklar yeniden baş göstermiştir. O sıkıntılı dönemde ortaya çıkan fakirlikten dolayı birçok aile dramları yaşanmış ve o dramların etkileri ve hikayeleri günümüze kadar gelmiştir. Anılan dönemlerde köyümüz ve çevre köylerde birçok aile geçim sıkıntısı yüzünden çocuklarını, durumu biraz daha iyi olan başka uzak, yakın köylerdeki ailelere evlatlık vermiş veya ...

çok cüzi gelirlere, karın tokluğuna çobanlık yanında gönderilen ailelerin her türlü işlerini görmeleri için hızmatkerliğe vermek zorunda kalmıştır. Hızmatkerliğe verilen çocukların hemen hepsi belli bir yıl sonra geri dönmüşler ama evlatlık olarak verilen kız çocuklarının hemen hiç biri geri dönmemiş ve onlarla iletişim kopmuş, hiçbir haber alınamamıştır.Bu geri dönmeyen çocukların akıbetleri hakkında yakın zamanlara kadar hiçbir bilgi yoktu. Son on, on beş yıl içinde ailesinin geri kalanlarıyla irtibata geçen bir iki kişi olmuştur. İşte bu durumda olan ve 1940’lı yılların sonlarında evlatlık olarak Çankırı’daki bir aileye verilen ve bir daha da kendisinden haber alınamayan Emeksüzgil’den Bekir-Döndü Emeklinin kızı Fatma EMEKLİ (Gaddan Gız) 2008 Aralığında akrabalarına ulaşmış ve onlarla buluşup yılların hasretini gidermiştir. Kardeşleri Esme, Ahmet Fayık, Zilfi, Peyran ve onların çocukları olan yeğenleriyle Ankara’da buluşan Fatma EMEKLİ’yi sadece akrabaları değil kendisinin çocukluk arkadaşları, şimdinin ebe dedeleri olan köylüleri de büyük bir heyecan ve hasretle karşılamışlar ve uzun uzun eski günleri, kendi yaşadıklarını, başlarından geçenleri iç çekmeler, hayıflanmalarla eski geçmiş günleri birbirlerine anlatmışlardır. Çok uzun yıllar sonra yeniden  kavuşmanın verdiği şaşkınlık,sevinç ve hüzünlerin harmanlandığı günler köyümüzün yaşlılarını bir anda alıp çocukluklarına götürmüş ve onlara koyu bir nostalji yaşatması yanında günümüz gençlerine de eskiden köyümüzde yaşanan olayların ve o zamanki köyümüzün durumunu anlatma, öğrenme fırsatı vermiştir.Bir dönem Anadolu’nun kıyıda köşede kalmış dağ köylerinde ve o köylerden, ailelerinden kopup hayatın başka yerlere savurduğu acıların, dramların, hasretliklerin ördüğü filmi çekilesi, romanı, hikayesi yazılası hayatlar birçoğunda olduğu gibi maalesef kendi halinde yanıp sönen ıssız dağ başlarında yakılan çoban ateşleri misali hiçbir iz bırakmadan, sanki hiç yaşanmamış gibi zamanın rüzgarında karışıp, savrularak, unutulmuşluklar okyanusuna karışıp gidiyor.