KÖYÜMÜZ EN AZ 594 YILLIK

 

 Köyümüzle ilgili bilinen en eski belgeye göre Bademçay köyümüz en az 592 yaşında. Köyümüzün adının geçtiği, şimdilik bilinen en eski yazılı belge, bir dönem Çankırı ve çevresini yöneten, mezarı Çankırı merkezdeki İmaret Camii haziresinde bulunan Candaroğlu İsfendiyar Beyin oğlu Kasım Beyin 27 Nisan 1430 (3 Şaban 833)[1] tarihli vakfiyesidir.

Vakfiyenin Türkçe tercümesinin açıklayıcı ilk paragrafında şöyle denmektedir “593 numaralı defterin 247. sahife 195.sırada mukayyed Melik Kasım ibni Melik İsfendiyar vakfına aid 3 Şaban 633(?) tarihli Arapça vakiyenin ayet, hadis ve dua cümleleri hariç tercümesidir.

” Bu vakfiyede anılan vakıf, vakıf senedinde şöyle geçmektedir: “Emiri muazzam Hatiri müfahham, hayrat kaynağı, meberrat madeni, din ve dünyanın kıvamı, İslam ve Müslimlerin istinadgahı zuafa ve fukaranın inayetkarı, Rabbilaleminin inayetile kuşatılmış bulunan Melik Kasım ibnil emeril kebir melik İsfendiyara Cenab-ı Hak tevfikını refik edüp insan yediğini tüketdiğini ve yedirdiğini baki olduğunu ve giydiği eskidiğini ve tasadduk ettiği şey bir hasene’i cariye olduğunu ve hasenelerin seyyieleri mahv edeceğini ve vakıf halis sadakatı cariyeden olup faideleri baka ve hayatda müteceddit varidatı fena ve mematdan sonra müteaddid bulunduğunu bilince ( bu babda şeref varid olan bir hadisi şerif vakfiyede yazılıdır) Mahrusa’i (Kengırı) Ankara haricinde Saray Yeri namile maruf mevzide bina ve inşa ettiği şöhretine binaen tahdidden müstağni imareti şerife ve zaviye’i latifeyi; arkasında kendine mutassıl bahçe ile birlikte erbabı ihsanın umduğu sevabe rağbet ederek ve ehli müsavinin korktuğu ikabdan kaçarak ve (vakfiyede yazılı ayeti kerimenin beyanı vechile) Cenab-ı Hakk’ın anı darı ebrar olan cennetinin ortasında barındırmasının ve şiddeti narı andan men etmesini dileyerek niyyeti sadıka ve akide’i halısa ve azimeti safiye ile vakıf ve habis edüp kendisile tasadduka ve halka atiyye ve ihsana hazırlık olmağa salih olan bir takım çiftlikler ve akarlar ve karyeler ve binaları bu imaretin mesalihine vakfetti.”

      Bu vakfiyenin düzenleniş tarihinden günümüze kadar 591 geçmiştir. 591 yıllık geçmiş bu vakfiyenin düzenleniş tarihidir. Anılan vakıflara vakfedilen köyümüz ve diğer adı geçen çevre köylerin ise bir vakfa akar olarak vakfedilmesi için daha önceden kurulmuş olması ve belli bir süre o yerde köy sisteminin oturması, belli bir gelir düzeyine ulaşarak vergi verecek bir duruma gelmesi gerektiği açıktır. Bölgemizin 1071 Malazgirt Savaşından kısa bir zaman sonra, 1074 yılında yani vakıf senedinin tarihinden 356 yıl önce Karatekin Gazi tarafından fethedildiğini ve Türklerin yerleşimine açıldığını düşünürsek, köyümüzün ve çevre köylerin kuruluşunu yaklaşık 300 - 350 yıl öncesine yani Selçukluların ilk dönemlerine kadar tarihlendirmek mümkümdür. Bu durumda köyümüzün kuruluş tarihi yaklaşık 900 yıl geriye gitmiş olur ki epey bir eski tarihi ifade eder. Her şeye karşın yine de yazılı bir kaynaktan kesin olarak tespit edilen 1430 yılı da bir yerleşim yeri için az bir tarih sayılmaz.

[1] Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivindeki orijinal belgenin, yine Vakıflar Müdürlüğünde bulunan Arapça’dan Türkçeye çevirisinde vakfiye tarihi 3 Şaban 633 olarak verilmektedir. Diğer kaynaklarda ise bu vakfiyenin tarihi 3 Şaban 833 olarak verilmektedir. İki yüz yıllık büyük bir fark ortaya çıkaran bu belirsizlik için genel müdürlükteki orijinal vakıf senedine bakmak gerekmektedir. Tarihi gelişmelere göre 3 Şaban 833 tarihin gerçeğe daha yakın olduğu görülmektedir.